Georgios Zahariadis’i ilk kez gördüğümde geçen sene Eylül sonunda Atina’dan Sparta’ya koşuyorduk. Özellikle yarışın son 50 kilometresinde beraber koşmasak da çok yakındık ve bazen ben, bazen o öne geçiyordu. Zaten sonuçta 10-15 dakika ara ile yarışı tamamladık. Yarıştan sonra bitiren diğer herkes gibi duş alıp bir şeyler yedikten sonra kendimi yatağa attım. Georgios ise birkaç saat dinlendikten sonra tarihte Double Spartathlon’u tamamlayan bir elin parmakları kadar insandan biri olmak için geri dönerek tekrar Atina’ya koşmaya başladı! Sonuçta Atina’dan Sparta’ya gidiş geliş yaklaşık 500 km’lik mesafeyi 86 saatte tamamladı.
Bundan yaklaşık 10 -15 gün önce Georgios bana bir mesaj attı ve Bolu’da olduğunu söyledi. Ben de İstanbul’a yolu düşerse mutlaka haber vermesini isteyince bana, “gelemem, Trabzon’a gidiyorum” dedi. O dönem yoğun olduğum için hemen fark etmedim ama birkaç gün sonra “gidiyorum” dediği şeyin aslında “koşuyorum” anlamına geldiğini anladım.
Durumu araştırınca işin aslı ortaya çıktı. Georgios 6 Temmuz günü Yunanistan’ın Veria şehrindeki Panagia Sümela Manastırı’ndan koşmaya başladı ve amacı aşağıda görebileceğiniz yaklaşık 1800 km’lik rotayı koştuktan sonra Trabzon’daki Sümela Manastırı’na ulaşmak.
Neden bu rota derseniz onun hikayesi de kısaca şu şekilde: Efsanaye göre milattan sonra 365-395 yılları arasında Atina’lı iki keşiş birbirlerinden habersiz olarak aynı rüyada Meryem Ana’nın Hz. İsa’yı kollarında tuttuğu Sümela Manastırı’nın yerini görürler ve Trabzon’a gelerek manastırın temelini atarlar. Daha sonra Karadenizli Rumların Yunanistan’a göç etmesinden sonra Sümela Manastırı bu kez Yunanistan’ın Veria şehrinde tekrar inşa edilir. İşte Georgios hem tarihte uzun yıllar birlikte dostça yaşamış iki ülke insanı arasındaki sevgi ve barışa dikkat çekmek hem de atalarına saygısını göstermek için bu koşuyu yapıyor. Kendi deyimiyle “Her gün atalarımın gittiği bu yolda koşarak şükrediyorum ve manastıra ulaşıp çanı çalarak iki ülke halkının beraber olduğu mesajını vermek istiyorum”.
Georgios aynı zamanda koyu bir AEK taraftarı. Bilmeyenler için AEK kulübü İstanbul’dan ayrılan Rumların Yunanistan’da kurduğu bir kulüp ve isimlerindeki harfler Athlitiki Enosis Konstantinoupoleos yani İstanbul Atletik Birliği anlamına geliyor. Merak edenlerin bu yazıda detaylı şekilde okuyabileceği gibi AEK taraftarları hâlâ İstanbul ve Türkiye ile çok sıkı bağlara sahip.
Koşunun kendisine dönersek, Georgios ile birkaç gün önce konuştuğumda tahmininden daha hızlı şekilde Pazar günü Trabzon’a ulaşmayı hedeflediğini söyledi. Eğer hedefinde son anda bir sapma olmazsa 28 günde ortalama 64 km koşarak 1800 km’lik rotayı tamamlamış olacak.
Kendisine bir araba ile iki arkadaşı destek veriyor ve bazı kalabalık ve kritik bölgelerde Türk polis eskortu yardımcı oluyor. Akşamları çadırda yatıyor ama haftada bir kere durum uygun olursa pansiyonlarda konaklıyor. Herhangi bir sakatlığı olup olmadığını sordum, her şeyin yolunda olduğunu söyledi.
Eğer bu yazıyı okuyanlar arasından Pazar gününe kadar Trabzon yolunda kendisine rastlayan olursa koşusunun son günlerinde küçük de olsa motive edici bir desteği kendisinden esirgemeyin.
Bu yazı için yorgunluğna rağmen zaman ayıran Georgios’a ve iletişim konusundaki katkılarından dolayı Maria Samolada’ya teşekkürler.
Güncelleme: Georgios, 31 Temmuz günü Trabzon’a vardıktan sonra 1 Ağustos’da kiliseye ulaştı.
IN ENGLISH
I first saw Georgios Zahariadis last year in September when I was on the road to Sparta from Athens. In the last 5oK of the race we ran very close to each other and finished with 10-15 minutes apart. After the race, just like everybody else, I had a quick shower and dinner, and crashed into my hotel bed. Georgios, on the other hand, had a few hours of rest and then proceeded to run back to Athens to be one of the handful of runners to complete the Double Spartathlon. He eventually finished the 500 km run in about 86 hours, just in time to attend to the official awards ceremony.
He sent me a message about 10 days ago saying that “I’m now in Bolu, Turkey and going to Trabzon”. I messaged him back and told him to inform me if he visits Istanbul. But then when I checked his FB page I quickly understood that he was actually “running” to Trabzon. It turned out that he had started running from the Monastery of Panagia Soumela in Veria , Greece and his goal was to finish in the Sumelia Monastery in Trabzon, Turkey which is about 1800 kilometers away.
You can read about the significance of these two churches and the route for the Christian population in this article. Georgios says that he’s doing his journey as a holy promise to Virgin Mary who lived with both Turkish and Greek people. Holy Virgin Mary who saw and heard a lot and her love is uniting both nations. “I am going to strike the bell , who was waiting so many years without words , in order to send the message that we are united under the love of Virgin Mary. It is a memorial service for my ancestors whom bodies were left unburied in the streets of Pontus . The same roads that I am running on now, and I am feeling their pleasure and listening them telling me: Thank God.”
As for the run itself, Georgios told me a few days ago that he plans to reach Trabzon on Sunday which is earlier than his expectations. That would mean about an average of 64 kilometres for 28 days straight and a total of about 1800 kilometers. He has a support crew of two people and on some sections Turkish police cars also escort him. Once a week he sleeps in a hotel and on the other days he’s sleeping in his tent. He told me he doesn’t have any serious kind of injury at this point.
Huge congrats to Georgios and I can’t wait to see him complete his journey and reach to Trabzon. And I’ll make sure to congratulate him in person when I hopefully see him again on the road to Sparta at the end of September.
As a final note, I want to sincerely thank to Maria Samolada for helping me with gathering information and communicating with Georgios.
Update: Georgios reached Trabzon on July 31st and successfully arrived at the Monastery on August 1st.
Bana göre insanlar ikiye ayrılır;Konuşanlar ve Yapanlar.Hedefi olan insanların neler yapabileceğini gösteren güzel bir motivasyon yazısı. Teşekkürler Aykut.