Ülke federasyonlarının üye olduğu Uuslararası Ultramaratoncular Birliği IAU (International Association of Ultrarunners) Dünya ve Kıta Şampiyonaları ile dört farklı kategoride yarış organize ediyor. Zamana karşı koşulan 24 saat yarışı bunlardan bir tanesi. Bu yıl 22. kez düzenlenen bu şampiyona Romanya’nın Temeşvar (Timisiora) kentinde 26-27 Mayıs tarihlerinde yapılacak. Yarış Cumartesi sabahı TSİ 10:00’da başlayacak ve Pazar günü 10:00’da sona erecek. Çok mutlu ve gururluyuz, çünkü bu yarışta Türkiye adına Aykut Çelikbaş koşacak. Kendisine şampiyona ve hedefleri hakkında sorular sorduk.
Gazete Ahalisi: Merhaba Aykut, böyle bir organizasyona Türkiye’den birinin katılıyor olması çok gurur verici. Ama merak ediyoruz, ilgili federasyon ultramaraton konularına biraz uzak duruyorken bu katılım nasıl gerçekleşti? Biraz olayın gelişiminden bahseder misin?
Aykut Çelikbaş: Bu yıl Avrupa Şampiyonası’na 30 ülke sporcu gönderiyor. Katılım anlamında şampiyona rekoru kırılmış. Vatikan, Andorra, Linkenştayn, Malta, Monaco ve Lüksemburg gibi daha küçük ülkeleri bir kenara koyarsanız neredeyse tüm Avrupa ülkeleri demek. Avrupa ve Dünya Şampiyonalarına katılacak koşucuların ülke federasyonları tarafından IAU’ya bildirilmesi gerekli. Bu sebeple, 4-5 ay kadar önce Atletizm Federasyonu’na başvuruda bulunarak Mayıs ayı sonunda 24 saat Avrupa Şampiyonası düzenleneceğini, mümkünse bir seçme yarışı yapılmasını ve Türkiye’nin de yılda 30’a yakın ultramaraton yarışı düzenlenen bir ülke olarak burada temsil edilmesinin doğru olacağını söyledim.
2.5-3 aylık bir dönem içinde herhangi bir yanıt gelmedi. İsim bildirme tarihinin kapanmasına birkaç gün kala olumlu veya olumsuz bir cevap almak için tekrar başvuruda bulundum. Sonuç olarak federasyondan gelen yanıtta, bu alandaki Türkiye rekortmeni olarak ismimi bildirebileceklerini ancak bütçe olmadığı için şampiyonaya göndermelerinin mümkün olmadığı söyleniyordu. Bunun üzerine bir dilekçe daha yazarak ulaşımdan konaklamaya, vizeden diğer harcamalara kadar her türlü masrafı kendim karşılamayı taahhüt ettim ve son gün yarışa ismim bildirildi.
Gazete Ahalisi: Olayın böyle gerçekleşmesi üzücü ve düşündürücü ama sonuçta gidiyor olman gerçekten mutluluk verici. Peki 24 saat konusunda geçerli rekorlar, önceki şampiyonlarda yapılmış dereceler ve bunlara bağlı olarak senin hedeflerin nasıl?
Aykut Çelikbaş: Son senelerde düzenlenen 24 saat Avrupa ve Dünya Şampiyonalarına baktığımızda erkeklerde ilk üç sırayı alanların genelde 260-270 km arasında koştuğu görülüyor. Kadınlarda bu mesafe ortalama olarak 10-20 km daha düşük. Dünya rekoru Yiannis Kouros’un 1996’da kırdığı 303,506 km ama 22 yıldır kimse bu rekora 20 km’den fazla yaklaşamadı. Kouros o zaman bu rekorun yüzyıllar boyunca kırılamayacağını söylemişti. Şu ana kadar haklı çıktı. Ben de yine Kouros’a ait olan 48 saat rekoru ile birlikte bunun kırılması en uzun süre alacak atletizm rekorlarının başında geldiğini düşünüyorum.
Bana gelince… İlk 24 saat yarışımı Aralık ayında Barcelona’da pistte koşmuş ve 225.897 km ile erkeklerde üçüncü olmuştum. Zamana karşı yarışlarda sıralamadan çok hangi mesafeyi koştuğunuz daha önemli çünkü bunlar birbiriyle kıyaslanabilir yarışlar. Son iki Avrupa Şampiyonası’nın sonuçlarına baktığımızda bu mesafe birinde ilk 40’a gimiş, birinde ise ilk 30’u zorlamış. Şampiyonalara Avrupa’nın en iyi 150-200 yol ultracısının akredite olduğunu düşününce bu benim için oldukça iyi bir mesafe. Dolayısı ile bu yarışta ilk amacım 200 km’yi bulmak, ardından da tabii ki 226 km ve üzerini görebilmek olacak. Bunun kolay olmadığının farkındayım. Daha önce bu mesafeyi koşmuş olmak aynı şeyi tekrar yapabileceğinizi tabii ki garanti etmiyor ama başarısızlığı göze alarak hayal etmeden olmaz! İşin doğrusu, zamana karşı yarışmak için 24 saat uzun bir süre ve hesapta olan/olmayan birçok problemin ortaya çıkması kaçınılmaz. Bu sorunları çözmeye çalışıp hedefe ulaşmaya çalışmak bu oyunun en önemli parçası.
Gazete Ahalisi: Yarışın detaylarını ve organizasyonun genelini düşündüğünde senin için avantajlar ve dezavantajlar neler?
Aykut Çelikbaş: Aslında bunları birkaç madde altında toplayabilirim.
- Bu yarış aralıksız 200 km’den fazla koşmaya çalışacağım beşinci yarış olacak. Dolayısı ile bu mesafeleri bir kerede koşmaya çalışmanın neye benzediği hakkında belli bir fikrim var. Benzediği diyorum çünkü bu mesafelerde her yarış birbirinden farklı ve yaşanabilecek çok fazla problem var. Her şeye rağmen bu bir avantaj. Barcelona ilk 24 saat deneyimimdi ama önceki üç Spartathlon tecrübemden öğrendiklerim sayesinde oldukça iyi bir strateji uygulayabildim. İlk 20 saat içinde tempomu iyi ayarlayarak karşıma çıkan fiziksel ve zihinsel sorunları oldukça iyi göğüsledim. Son 4 saatte ise daha fazlasını yapabilirdim ama yarış öncesi hedeflerime ulaşınca fazlasını yapacak motivasyonu bulamadım. Bunu yarış sırasındaki bitkinlikle görmek kolay değildi, ancak ilerleyen zamanda geri dönüp bakınca anlayabildim. Barcelona’dan aldığım en büyük ders bu oldu.
- Destek: Avrupa Şampiyonası’nda her ülkenin kendi takımı için görevlendirdiği bir destek ekibi oluyor ve yarış sırasında bu ekip koşucularına destek oluyor. Federasyonumuz bu hakkını kullanmamayı seçti. Dolayısı ile destek olmadan yalnız şekilde yarışacağım. Bu bana belli bir zaman kaybettirebilir ama bahane olmamalı. Barcelona’da da yalnız koşmuştum, buradan kazandığım tecrübe ile bu dezavantajı en aza indirebilmeliyim.
- Parkur: Bu yarış her turu 1222,48 metre olan bir parkta düzenleniyor. Zemin aşağıdaki fotoğraftaki gibi. Bacaklar için tartan, toprak veya kaliteli bir asfalt kadar bağışlayıcı olmayacağı gözüküyor ama zemin bu olduğuna göre bu da bahane olamaz. Tur uzunluğuna gelince… Barcelona’da 6. kulvarda 437.7 metrelik turlarda koşmuştum. Biraz daha uzun olması avantaj mı dezavantaj mı? Bunu ancak koştuktan sonra söyleyebilirim ama pek bir şey fark edeceğini ya da işi kolaylaştıracağını düşünmüyorum çünkü pistin de kendine göre bazı avantajları var.
- Hava şartları: Hava tahminleri çok iç acıcı değil. Cumartesi günü yüksek nem ile birlikte gündüz hissedilen sıcaklığın 28-29 C dereceye ulaşacağı gözüküyor. Arada sağanak yağışlar da olası. Sıcak havaya karşı alınabilecek önlemler olsa da genel olarak yavaşlama kaçınılmaz. Daha önce bu tür havalarda beslenme ve mide sorunları da yaşadığım için vücudun henüz sıcağa aklimatize olmadığı Nisan – Haziran aylarındaki sıcak yarışlar geçmişte benim için hep en zor yarışlar oldular. Bunu bir şekilde tersine çevirmem gerek. Gündüz saatlerinde zaman kaybetmeyi göze alarak vücudumu soğutmak için gerekli önlemleri almaya çalışacağım. Sıcağın beslenme ve sindirim üzerindeki negatif etkisini en aza indirmem yarışın gidişatında belirleyici olacak.
Gazete Ahalisi: Peki bunları hesaba katıp belirlediğin bir stratejin var mı?
Aykut Çelikbaş: Az önce söylediklerim düşünüldüğünde kağıt üzerinde ilk 20 saatte Barcelona’dan daha iyi koşmam zor gözüküyor. Buna zeminin sertliği de eklenirse en kötü ihtimali düşündüğümde oldukça geride kalmam da olası. Bu sebeple Barcelona’daki gibi sadece 20 saat değil 24 saat boyunca çok yüksek konsantrasyonda olmalı ve her saniyeyi değerlendirmeye çalışmalıyım.
Geçen gün koşarken aklıma bir şey geldi. Eğer bu gündüz başlayan 80-100 km’lik bir yarış olsaydı bütün yarışı çok sıcak havada koşacağım diye düşünecektim. Şimdi ise “sadece 8-10 saat sıcakta koşacağım, o bölümü atlattıktan sonra geri kalan bölümde gece olacak” diye düşünüyorum. Böylece daha zor bir iş sanki daha kolaymış gibi geliyor. En azından beynimi bu şekilde kandırmaya çalışıyorum!
Tabii ki kafamın içinde dolaşan daha yüzlerce tilki var. Sonuçta bu bir satranç oyunu. Önce olabilecekleri öngörmek, ardından da yarış sırasındaki fiziksel ve zihinsel yorgunluğa rağmen doğru kararları alabilmek gerek. Sonuç ne olursa olsun amacım her zaman olduğu gibi elimden geleni yapmak ve ülkeyi doğru, dürüst ve etik değerler çerçevesinde temsil etmek olacak. Bu süreçteki destekleri için Süha Günermengi ile birlikte Salomon Türkiye ve Suunto Türkiye’ye teşekkür ederim.
Gazete Ahalisi: Giderayak sorularımızı yanıtlayıp bu yarış hakkında okuyucularımızı bilgilendirdiğin için çok teşekkür ederiz. Senin gibi birinin bu yarışta ülkemizi temsil etmesi en çok da söylediğin şu son cümle açısından değerli. Peki yarış sırasında seni takip edebilecek miyiz?
Aykut Çelikbaş: Büyük ihtimalle canlı takip linkleri olacak. Bu linkler yayınlandığı zaman sosyal medya hesaplarımdan paylaşmaya çalışacağım.
Gazete Ahalisi: Başarılar, iyi şanslar ve şimdiden tebrikler.
Aykut Çelikbaş: Ben teşekkür ederim.
Kardeşim’e başarılar, Koşu Gazetesi’ ne de keyifli sohbet için teşekkürler.