koşuyoruz... yazıyoruz...
Nisan’da Londra’da üçüncü zaferini arayacak olan Mary Keitany, Birleşik Arap Emirlikleri’nde koşulan RAK Yarı Maratonu‘nda hedefine hazır olduğunu gösterdi. 2011 yılında 1:05:50 koşarak yarı maratonda dünyanın en iyi zamanını yapmış, ancak sonrasında 2014’te Florence Kiplagat’ın 1:05:12 koşmasıyla yarı maratonda dünyanın en hızlısı unvanını kaybetmişti. RAK Yarı Maratonu’nda 10 km’yi Kiplagat’ın dünya rekoruna...
Çıplak ayakla koşu akımının öncü markalarından Vibram’a 2010’da yarattığı modelinin adından dolayı dava açıldı. Vibram bahsi geçen modeline, 1960 Roma Olimpiyatları’nda maratonu çıplak ayakla 2:15 koşarak rekor kıran Etiyopyalı atlet Abebe Bikila’nın adını vermişti. Model isminin ticari hakkı alınırken izin alınmamış olduğundan 1973 yılında ölen Bikila’nın ailesi şimdi 15 milyon dolarlık...
Paula Radcliffe 9 yıl sonra Londra Maratonu’nda boy gösterecek. Koşan neredeyse herkesin tanıdığı, kadınlarda maratonun dünyada gelmiş geçmiş en hızlı ismi artık 41 yaşında. 2003 yılında maratonu 2 saat 15 dakika 25 saniyede koşmasının üzerinden tabii ki çok uzun zaman geçti ama yine de çalışmalarını sürdürdüğünü ve elinden gelenin en...
Bu zamana kadar koşulmuş en uzun süreli maratonu Shizo Kanaguri tamamlamıştır. Başladığı maratonu tamamlaması 54 yıl 8 ay 6 gün 5 saat 32 dakika ve 20 saniye sürmüştür. “Olmaz öyle şey demeyin”, gelin olayın nasıl olduğuna bir göz atalım. 1911 yılının Kasım ayında, 1912 Stockholm Olimpiyat oyunlarına katılım hakkı için...
Runner’s World dergisi yazarları defalarca bir araya gelip uzun süren tartışmalar yaptıktan sonra gelmiş geçmiş en büyük koşucuyu seçmişler. Adına da “GROAT” demişler; yani Greatest Runner of All Time. Biz de “GGEBK” diyebiliriz :). GGEBK’yi belirlerken uzun süre çabaladıktan sonra aslında bunun yapılamayacağına karar vermişler. “İmkânsızdı” diyorlar, ama yine de...
Herkes Mozart’ı hatırlıyor ama Salieri’yi bilen çok az insan var… Milos Forman imzalı 1984 yapımı Amadeus filmi, müzik tarihçilerine göre doğru olmayan ama Peter Shaffer’ın senaryosunda muhteşem bir biçim kazanan Antonio Salieri’nin Mozart’a karşı hislerini ve bu ikilinin aralarındaki ilişkiyi ele alır. O yıl 11 dalda aday olan film en...
Koşmaya karar verdiğimde evde iki tane spor ayakkabım vardı. Daha rahat olanı giyip koşmaya çıkmıştım. O zaman bilmiyordum ama ilk koşum sırasında ayağımda olan ayakkabı bir tenis ayakkabısıymış. Bir iki antrenman sonra yeni başlayan bu merakı biraz motive etmek adına bir ayakkabı almaya karar verdim. Neyse ki o yıllarda spor...
Eve her hafta muhakkak aldığımız iki mizah dergisi var; biri Penguen diğeri de Uykusuz. Uykusuz’da Ersin Karabulut çiziyor. Okuyanlarınız bilir, kendisi ve hayata bakışı ile ilgili “Sandık İçi” diye bir köşesi var. Bir iki yıl önceydi sanırım, bir hafta bu köşede ilginç bir konuya değinmişti. Üzerinde büyük bir leke olan...
Kısa mesafe, yani sprint yarışları 400m mesafesiyle son bulur. Sprint yarışlarında atletler var gücüyle koşar, anaerobiktir bu yarışların büyük kısmı, nasılsa yarış 40-50 saniyede bitecektir ve bitiş çizgisinden sonra nefes almaya devam edilebilir :). Orta mesafeler ise (800, 1500 ve 3000m) farklı bir strateji ister. Tamamını anaerobik koşamaz insan, doğru...
Biz, hiçbirimiz, onu şahsen tanımadık. Ama hepimiz neredeyse arkadaşı kadar iyi bildik, öğrendik. Çünkü, bizleri de fazlasıyla etkileyen, Christopher McDougall‘ın çok satan ve sattığından daha çok hayranlık uyandıran Born To Run kitabının merkezindeki adamdı o. Koşu, özellikle de uzun mesafe koşu ve ultramarton dünyasında olup da ismini duymayan kalmamıştır diye düşünüyorum....
son yorumlar