İstanbul Metrosu’nda trene veya gün ışığına ulaşmak için hatırı sayılır mesafeleri yürümek gerekiyor. Bu arada ciddi yükseklik farklarını da geçiyorsunuz. Tüm iniş çıkışlarda yürüyen merdivenler var, bu merdivenlerin ortasında da klasik taş basamaklar yer alıyor. Ben genelde bu basamakları kullanıyorum, bazen yürüyen merdivenlerin kalabalığından kaçmak için, bazen antrenmanları kaytarmışsam kendime bir tür kısa vadeli ceza vermek için, bazen kendimi iyi ve formda hissediyorsam kendime ve çevreme azıcık gösteriş yapmak için. Bir istasyonda baktığınızda az buz basamak yok, hatta tırmanmaya başlamadan kafanızı kaldırıp baktığınızda caydırıcı bir görüntü ile karşılaşabilirsiniz.
Tamam da bu merdiven hikayesinin koşu ile ilgisi ne? Maksat basit bir örnekle uzun mesafe yarışları için zihinsel üçkağıt yöntemleri üzerine eğlenceli bir deneme yazmak.
Örneğimiz 120 basamaklık bir çıkış olsun, her basamak 17cm olsa toplam tırmanış 20,4m. 20 basamakta bir de sahanlık var. Şişhane istasyonu için küçük, insanlık için büyük adımlar…
İşte size değişik yaklaşımlar;
A: 120 basamak çıkılır mı yahu? Canı çıkar insanın…
B: Hah adamlar 20 basamakta bir sahanlık yapmış, buralarda iki düz adım atıp dinlenme şansım olabilir.
A: 120 basamak diyorum, dile kolay.
B: Ben 6 kere 20 basamak görüyorum, her gün bizim kata kadar 20 basamak çıkıyorum zaten.
A: Tamam da merdivenlerin sonuna bakıyorum, çık çık nasıl bitecek bu iş?
B: Başımı öne eğip çıktığım basamaklara bakıyorum, bir de baktım tepeye varmışım.
A: Yürüyen merdivendekiler benden hızlı çıkıyor, benden önce varacaklar.
B: Hepimiz gün ışığına çıkacağız, ilk çıksam da soluyacağım hava aynı, son çıksam da.
A: Yarıya geldim ama durup bakınca daha tam 60 basamak var önümde,
B: Yarıya geldim ama durup geri bakınca tam 60 basamak çıkmışım.
A: Bir daha hayatta çıkmam bu basmakları.
B: Bir sonraki katta kaç basamak var acaba çıkabileceğim?
A: Bu yürüyen merdivendekiler niye uzaylı görmüş gibi bakıyor bana?
B: Bu yürüyen merdivendekiler niye uzaylı görmüş gibi bakıyor bana?
Şimdi de uzun mesafe koşu yarışına geçelim sıcağı sıcağına; bu sefer de örneğimiz 120km lik bir koşu olsun, toplam tırmanış da 2040m. Her 20km de bir de ikmal istasyonu. Tanıdık geldi mi sayılar bir yerden? Şimdi de demin metroda tanıştığımız iki arkadaşın yorumları:
A: 120 km tek seferde koşulur mu yahu? Canı çıkar insanın…
B: Hah adamlar 20km bir istasyon koymuş, buralarda iki üç dakika durup dinlenme şansım olabilir.
A: 120 km diyorum, dile kolay.
B: 6 tane 20km görüyorum, 20km zaten her hafta sonu koştuğum mesafe.
A: Tamam da ufka bakıyorum, koş koş nasıl bitecek bu iş?
B: Başımı öne eğip attığım adımlara bakıyorum, bir de baktım bitişe varmışım.
A: Yandakiler benden hızlı koşuyor, benden önce varacaklar.
B: Hepimiz evlerimize döneceğiz, bitiş çizgisini ilk geçsem de yatacağım yatak aynı, son geçsem de.
A: Yarıya geldim ama durup bakınca daha tam 60 km var önümde.
B: Yarıya geldim ama durup geri bakınca tam 60 km aşmışım.
A: Bir daha hayatta koşmam bu mesafeleri.
B: Bir sonraki yarış ne zaman acaba?
A: Bu iş yerindeki arkadaşlarım niye uzaylı görmüş gibi bakıyor bana?
B: Bu iş yerindeki arkadaşlarım niye uzaylı görmüş gibi bakıyor bana?
Bu yazıyı okuyup yarın metroda gaza gelecek ama gene de A satırlarını seçecek arkadaşlara dip not: En alt kattan itibaren asansör var, bana küfretmeden önce tabelaları iyi inceleyin lütfen…
meraklısına: yazıya eklenmiş fotoğraf – Copyright polunochnaya
2010 da UTMB`de Champexten Bovine istasyonuna 20-40cm yuksekliginde kayalardan olusan sanirim 4-5bin basamak cikmistik. hic durmadan… saganak altinda 🙂
Motive edici, günlük hayatta her zaman hatırlanabilecek güzel bir benzetme olmuş 🙂
metroda çıkışlarda yürüyen merdivenlerdeki insan seline kapılmaktansa bom boş cüretkar bakışları ile beni çeken merdivenler hep favorim olmuştur bir gün bu merdivenlerde birine rastlarsam O da bizden diyeceğim
Ilgaz,son satırdaki cümlene takıldım.
”koşmak kadar yaparken sevmediğim ama bırakamadığım bişey yok”
çok güzel özetlemişsin.:)
guzel bir yazi olmus elinize saglik 🙂
🙂 Güzel yazı. Metroda bazen ben de merdivenleri kullanıyorum. Üşendiğim zamanlar bu yazıyı hatırlayacağım 🙂