2012 İznik Ultra Maraton parkuru 126 kilometre olarak tasarlanmıştı. O yıl sakatlığım sebebiyle bitiremediğim yarış yoğun yağmur altında koşulmuş ve şartlar, özellikle ikinci yarıda, yarışmacıları çok etkilemişti.
2013 ve 2014 yıllarında ise parkur 130 kilometre olarak koşuldu. 2013’de start gündüz verilirken 2014 yarışı gece yarısı 00:00’da başladı. Ben 2014 yılındaki parkurda kendimi denedim ve finiş gördüm. 2015 yılında parkurda majör bir değişiklik daha var. Daha önce göl etrafında saat yönünde dönülen parkur bir ara tırmanışın da eklenmesiyle saat yönünün tersine koşulacak. İlk 63 kilometre içerisinde çıkılan iki ana tırmanışın başlangıcı artık 70’inci kilometrede bizi bekliyor.
Bu değişiklik yarış stratejilerini nasıl etkiler, kim nasıl değerlendirme yapar bilemiyorum ama bana soracak olursanız yapılacak ilk iş geçtiğimiz iki senede ne olduğuna bakmak.
2013’te ilk 63 kilometrenin ortalama pace’i 07:32 dak/km, 63-130 kilometreler arası ise bu değer 09:52 dak/km olmuş. İkinci yarıda ortalama yavaşlama oranı %30. Yarışı ilk 5’te bitirenler ortalama %17 yavaşlarken, ilk 10 %18, ilk 15 %24 yavaşlamış. İkinci yarıda önemli bir tırmanış yok ama ilk yarıdaki tırmanışların acısı oralarda bir yerde kalmış gözüküyor. Sıralamanın altına doğru yavaşlama net şekilde artmış. 2013’te negatif split koşan yok.
2014’te ise işler biraz daha farklı. 7 kişi negatif split veya eşit yarılar koşmuş. Genel yavaşlama ortalaması ise %19. 2013’ün %30’u ile karşılaştırılınca oldukça dengeli gözüküyor. Yarışın birincisi ilk 63 kilometrede 06:02 dak/km ortalama pace ile koşarken ikinci yarıda temposunu arttırmış ve son 67 kilometreyi 05:52’den geçmiş. Temposu %3 civarında artmış. İlk 10’daki isimler ortalama %10 yavaşlamış (2013’te %18’di). İlk 20’yi değerlendirdiğimizde ise bu sayı %12’ye çıkıyor. Listedeki son 10 isim ise %30 civarında yavaşlamış. İlk ve ikinci yarılar arasındaki fark temponun bitirme sürelerine göre grafiği aşağıda. 2014 (kırmızı) çizgisinde eğimin daha düşük olduğu ve değerlerin X eksenine daha yakın olduğu net olarak gözüküyor.
Kişisel bazı durumlar, hava koşulları, yarışmacı profili gibi bir çok etmen bu ortalamaları etkiliyor olsa da 2013 ve 2014’de değişmeyen bazı şeyler var.
1. Parkurun ikinci yarısı kağıt üstünde daha kolay olsa da neredeyse herkes yavaşlamış
2. Listenin üst sıralarında yer alan koşucuların daha az yavaşlamış
2013 ve 2014 bitirme süreleri ve fark pace’ler bir araya getirildiğinde ortaya çıkan görünüm aşağıdaki gibi. İki değer arasında yadsınamayacak bir korelasyon var ve dağılımlar da ters kutuplarda gözüküyor.
Sonuç olarak?
2015’in ikinci yarısı zaten zorlu, daha da zorlu hale getirmek veya getirmemek ise alınacak kararlara bağlı. Umarım herkes yarışı olabilecek en keyifli şekilde bitirir.
Not: Koşu Forum’da Aykut’un güzel yorumları oldu. Şuradan okuyabilirsiniz.
Noyan… nefis bir açıklama.. ben 80lik kısmını biliyorum. 1. denemede 75km de diskalifiye olmuştum süremi kaçırıp.. 2. denemede 1.den öğrendiklerim sayesinde bitirdim. Bence bu işin en önemli kısmı tecrübe sağduyu ve kendini iyi tanımak, gücünü zayıflığını bilmek. Dediklerin çok önemli… Bayıldım analize!
Teşekkürler Yonca. Dediğin gibi “kendine dürüst olmak” gerekiyor, gerisi hikaye 😉