Aylardır hazırlandığınız yarışa 1 ay kala hastalanıp günlerce antrenman yapamadınız. İş ve özel hayatınızdaki beklenmedik problemler yüzünden antrenman programınızı uygulayamaz duruma geldiniz. Ya da daha kötüsü… Koşmaya bir süre ara vermenizi gerektirecek bir sakatlık yaşıyorsunuz. Eğer uzun süredir koşuyorsanız bir koşucu için en can sıkıcı olan bu senaryolardan en az birini mutlaka yaşamışsınızdır. Koşamadığınız süre…
Kategori: Zamansız
Bu kategorideki postlar zamansızdır. Haber olmadıklarından ya da zamana bağımlı olmadıklarından her zaman okunabilirler.
Antrenmanların meyvesi ne zaman toplanır?
-İki gün önce yaptığım interval antrenmanı beni ne zaman hızlandırır? -Geçen hafta sonu yaptığım uzun koşunun dayanıklılığımı arttırması ne kadar zaman alır? Bir süredir düzenli olarak koşuyorsanız bu gibi sorular zaman zaman kafanızı kurcalamış olabilir. İnsan doğası gereği yapılan antrenmanların geri dönüşümünü çabuk şekilde görmek ve meyvelerini kısa sürede toplamak istemek normaldir. Eğer bunlar beklediğimiz…
İlk maraton için son dakika tavsiyeleri
İlk maraton özeldir. Koşuya yeni başlamış da olsanız, uzun süredir koşuyor da olsanız 42, 195 metreyi tamamlayıp madalyayı boynunuza geçirdiğiniz an hafızanızda çok önemli bir yer tutar. 11 Kasım 2012’de düzenlenecek 34.Vodafone Avrasya Maratonu da birçok koşucunun ilk maratonu olacak. Resmi sayıları bilmesem de çevremden gördüğüm kadarıyla bu yıl ilk defa maraton koşacak kişi sayısında…
Neden Koşuyorsun?
Uzun yıllardır düzenli spor yapmadın. Fazla kilolar ciddi boyutlara ulaşıp hayatını zorlaştırmaya başlayınca kilo verip biraz forma girmek için kendine uygun bir spor aramaya başlıyorsun. Yaptığın araştırmalarda en çok kalori yakan ve kolaylıkla başlayabileceğin sporun koşmak olduğunu görüyorsun. Zaten arada sırada çevrende tek tük koşan insanlar da gözüne çarpıyor. Fakat bu insanların fiziklerine bakınca kilo…
Grazie signore!
Herkes Mozart’ı hatırlıyor ama Salieri’yi bilen çok az insan var… Milos Forman imzalı 1984 yapımı Amadeus filmi, müzik tarihçilerine göre doğru olmayan ama Peter Shaffer’ın senaryosunda muhteşem bir biçim kazanan Antonio Salieri’nin Mozart’a karşı hislerini ve bu ikilinin aralarındaki ilişkiyi ele alır. O yıl 11 dalda aday olan film en iyi film, en iyi senaryo,…
Bence 5k!
Amatör seviyede konuşursak, ‘5000’ ülkemizde koşulan bir mesafe değil. Bunun çeşitli sebepleri var ama her şeyden önce kabul edelim ki sezon içinde yapılan tüm yarışların bir çırpıda sayılabildiği bir ülkede yaşıyoruz. Orta mesafede koşulan bir iki yerel yarış var fakat mesafelerin 6k veya 8.4k gibi parkura bağlı sayılar olması benim gibi takıntılı sporcuları biraz üzüyor. Yanlış anlaşılmasın,…
Su ve Elektrolit Dengesi
Uzun mesafe koşularında ters gidebilecek çok faktör var. Bunlar arasında su ve elektrolit dengesi belki de en çok dikkat edilmesi gerekenlerin başında geliyor. Çünkü ilk bakışta kolay gibi gözükse de çoğu zaman en büyük problemlerin kaynağını bu denge oluşturuyor. Bu problemin çözümünün çok basit olmamasının çeşitli sebepleri var. Öncelikle her sporcu için bu değerler farklı…
Altı Üstü Koşu Ayakkabısı
Koşmaya karar verdiğimde evde iki tane spor ayakkabım vardı. Daha rahat olanı giyip koşmaya çıkmıştım. O zaman bilmiyordum ama ilk koşum sırasında ayağımda olan ayakkabı bir tenis ayakkabısıymış. Bir iki antrenman sonra yeni başlayan bu merakı biraz motive etmek adına bir ayakkabı almaya karar verdim. Neyse ki o yıllarda spor mağazalarında ayakkabılar, koşu, tenis, futbol,…
Flo-Jo ve Kırılamayan Rekorları
Tek kanallı televizyon döneminde en heyecanla beklediğim organizasyonlardan biri kuşkusuz olimpiyatlardı. İlk kez bilinçli olarak takip ettiğim olimpiyat olduğu için 1988 Seul Yaz Olimpiyatları ayrı bir öneme sahip. Naim Süleymanoğlu’nun Türkiye adına yarışması ülkedeki organizasyona olan ilgiyi daha da arttırmıştı. Her yayın başlarken ve biterken çalan o unutulmaz olimpiyat müziğini bugün bile dinlediğimde tüylerim diken…
Koşu Düzeninizde Kırık Pencereler Olmasın
Eve her hafta muhakkak aldığımız iki mizah dergisi var; biri Penguen diğeri de Uykusuz. Uykusuz’da Ersin Karabulut çiziyor. Okuyanlarınız bilir, kendisi ve hayata bakışı ile ilgili “Sandık İçi” diye bir köşesi var. Bir iki yıl önceydi sanırım, bir hafta bu köşede ilginç bir konuya değinmişti. Üzerinde büyük bir leke olan bir pantolonu varmış, lekeli olduğundan…