“Ders, derste öğrenilir.” Küçükken sık sık duyduğum, ve her duyduğumda beni sinir eden meşhur cümle. Sanki biz neyin nerede öğrenileceğini bilmiyoruz! Bugün, hiç utanma sıkılma emaresi göstermeden “yarışmak, yarışarak öğrenilir” diyebiliyorum. İnsanoğlu işte… Meğerse atalarımız haklıymış.
100km koşulur mu?
Tabii ki koşulmaz. Bizler o kadar mesafeleri “koştuk” derken zannediyor musunuz ki hiç durmuyoruz? Hem de kaç kere. Kim bilir kaç kilometre yürümüş oluyoruz uzun bir koşuda. Belki de bunu duyan çoğu koşucunun içi rahatladı bu satırları okurken. “Amaaan” dediler hafif sırıtarak, “Biz de koşu yarışı sanmıştık…” Hayır ultralar aslında koşu yarışı değildir. Hatta yarış…
Yalnız Başına
Bu yazıyı, Anton Krupicka, 29 Şubat’ta, RunningTimes’daki blogunda yayınladı. Koştuğu kadar çok okuyan ve yazan biri olduğunu bildiğim Krupicka, yazılarında oldukça ağır bir İngilizce -sadece bizim gibi ana dili farklı olanlar için olmadığını tahmin ediyorum- kullanıyor. Ben de profesyonel bir çevirmen değilim. Ama koşma eylemine, özellikle uzun koşmaya, böylesi bir bakış açısını da burada, koşanlarla…
Bisikletin GPS’e Karşı Savaşı
Avrasya 2009 – 42.59 km Runtalya 2010 – 42.48 km Avrasya 2010 – 42.43 km Runtalya 2011 – 42.41 km Runtalya 2012 – 42.45km Koştuğum maratonlarda kullandığım GPS cihazlarının ölçtüğü mesafeler bunlar. Hani bize maraton mesafesinin 42,195 metre olduğu söylenmişti? Biz de buna göre hazırlanmıştık. Nereden çıktı bu fazladan 250-300 metre?
Yol Maratonu İçin Patika Koşuları
Runtalya 2012’de koşanlar arasında tanıdığım birçok kişi en iyi derecesini yaptı. Bunların arasında yol maratonları için standart 16-18 haftalık programları uygulayanlar doğal olarak ağırlıktaydı. Fakat koşularının bir kısmını yokuşlu patikalarda yapan hatta ultramaratonlara hazırlanan azımsanmayacak sayıda koşucu da en iyi derecelerini geliştirmeyi başardı. Standart maraton programlarını uygulayabiliyorsanız bu size mutlaka gelişme sağlayacaktır. Eğer iyi giden…
Duvarları Aşmak…
Koşunun %60’ı zihinsel, kalan %40’ı ise zihinseldir. Bazı kaynaklarda bu oran %80-%20 veya %50-%50 olarak gösterilse de, ana fikir genel olarak değişmez. İster olimpik seviye orta mesafe koşucusu olun, isterse ilk 10 kilometresini tamamlamaya çalışan bir hafta sonu savaşçısı*, formül herkes için geçerlidir. Çünkü, temel olarak hepimizin amacı, iyi bir performans ortaya koyabilmektir. Bu, bütün…
İyi Bir Koşu Formu İçin ‘DİK’ Düşünün
Greg McMillan iyi bir koşu formu için dik (tall) düşünün diyor ve bizlere iyi bir koşu formu için en basit ve en etkili ip ucunu veriyor. Kendisinin aynı adlı makalesinden çevirdiğim/derlediğim bu yazıda koşu formuyla ilgili sevdiğim ve uygulamaya çalıştığım bir noktayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Öncelikle, iyi bir koşu formunun standardı yok. Bunun sebebi ise…
Enerji, Bilinç ve Form
Yarış veya zorlu bir antrenman sırasında bedenimiz, harcadığımız eforun yüksekliğini ve enerji seviyemizdeki düşüşü dile getirmekte gecikmez. Baş öne eğilir, gözler ileri bakmak yerine adımları takip eder, omuzlar çöker, vücut senkronunu sağlayamaz ve adımlar bozulur. Bu temel bir sebep sonuç ilişkisi gibi gözükse de, dinamikler, bizim gibi hafta sonu savaşçıları için tersi yönde de çalışabilir. Nasıl mı?
Yenilenmek…
Bazen değişikliğe ihtiyaç duyarız. Bu çok makul bir istek. Bir çoğumuzu 30’undan veya 40’ında sonra koşmaya başlatan bu ihtiyaçtır. Koşucu olmayanlar dikkat etsin, değişmek ve yeni bir ifade şekli için aranırken kendinizi uzun bir koşunun ikinci saatinde ortalama temponuzu kontrol ederken bulabilirsiniz. Ve oraya nasıl geldiğiniz hakkında hiç bir fikriniz olmaz…
İşin Uzmanlarından Koşu Bandı Antrenmanları
Kış çetin geçiyor. Gerçek savaşçılar kendilerini buzlu yollarda, diz boyu karda, -10 derece soğukta, yağmurda ve çamurda gösterme fırsatı buldu. Ama gerçek şu ki en cesur yüreklimiz bile zaman zaman bir antrenmanını atlayıp evde oturmak veya 1k tekrarlarını buzlu yollarda yapılan bir jogla değiştirmek zorunda kaldı.