Bazen değişikliğe ihtiyaç duyarız. Bu çok makul bir istek. Bir çoğumuzu 30’undan veya 40’ında sonra koşmaya başlatan bu ihtiyaçtır. Koşucu olmayanlar dikkat etsin, değişmek ve yeni bir ifade şekli için aranırken kendinizi uzun bir koşunun ikinci saatinde ortalama temponuzu kontrol ederken bulabilirsiniz. Ve oraya nasıl geldiğiniz hakkında hiç bir fikriniz olmaz…
Kilo vermek, forma girmek ve daha sağlıklı olmak için edindiğimiz hobi gün gelir monotonlaşmaya başlayabilir, verdiği haz zayıflar. Ama bu iş, pek öyle tavan arasına kaldırılacak bir hobiye benzemez. Spor bir alışkanlık haline geldikten sonra siz bırakmak isteseniz bile o sizi bırakmaz. Bahsettiğim noktada yeni arayışlara girmek, yeni deneyimlere açık olmak en güzeli.
Bir sonraki maratonunuz için heyecan duymadığınızı fark ederseniz bence şunları denemenin zamanı gelmiş olabilir:
Daha kısa koşun:
Sürekli koştuğunuz yarı maraton ve maraton yarışlarından sıkılmaya başladıysanız ve artık süreleriniz belli bir aralıkta dalgalanıyorsa kendinize daha kısa bir mesafe seçin. Yeni bir yıla başlarken hedef tahtanızın ortasına bir 5k veya 3k yarışı koyun. Farklı bir antrenman rejimi, fiziksel eforun farklı bir boyutu, öğreneceğiniz yeni şeyler… Bunların hepsi birer motivasyon kaynağı olacaktır. Belki de uzun süredir ihtiyacınız olan şey, farklı antrenmanlarla kas öğretinizi yenilemektir. Kısa ama hızlı bir sezonun ardından maraton derecenizi iyileştirmek için daha hızlı bacaklarınız ve daha fazla iştahınız olacağı kesin.
Daha uzun koşun:
Belki de koşuyu bir maceraya çevirme vakti gelmiştir. O zaman şansınızı ultra mesafelerde deneyin. Yıllardır katılmayı gelenek haline getirdiğiniz ve hep aynı 18 haftalık programı uygulayarak hazırlandığınız yarışları unutun. Kendinizi 18 saat koşmaya hazırlayın. Elinize harita ve pusula alıp parkurunuzu keşfedin. Sırtınıza bir çadır yüklenip 6 günde 6 maraton koşmaya çalışın. Aynı yemi yutmuş yeni yol arkadaşları edinin. Kafanızda bir lambayla yerdeki köklere takılmadan koşma sanatını öğrenin. Belki de uzun zamandır maraton antrenmanlarında bulamadığınız huzuru uzun bir koşunun 5’inci saatinde yeniden keşfedersiniz.
Başka bir şey yapın:
Bisiklete binin, yüzün, triatlon yapın. Bir kere zehri aldıysanız artık pek öyle geri dönüşü yoktur bu işin. Fiziksel efor harcamak, hobiden alışkanlığa çok hızlı evrilir. Koşu sporunun monotonluğu ortada, uzun da koştunuz, hızlı da koştunuz ve şimdi başka bir şey denemenin zamanı diyorsanız daha önce denemediğiniz bir işe girişin. Yüzme öğrenin, bisikletle tanışın. Hepsi tamamsa, triatlon yapın. Koşmanıza değil ama koşuda gelişmenize engel olan müzmin sakatlıları yüzerken geride bırakabilirsiniz. Ya da zayıf kalmış kas gruplarınızı bisiklet üstünde geliştirme şansı bulabilirsiniz. Kendinizi yüzme ve bisiklet antrenmanları arasında koşuyu özlemiş olarak bulursanız şaşırmayın.
Hiç bir şey yapmayın:
Sanırım bu en zoru. Özellikle bizim gibi bağımlılar için. Ama bazen hiç bir şey yapmamak en iyisi olabilir. Dinlenin, kendinizi dinleyin, bu illet yüzünden bir süredir vakit ayıramadığınız bir konuya odaklanın… Belki iştahınızın yeniden açılması için tek ihtiyacınız biraz kafanızı dağıtmaktır.
Yazarın özlü son sözü:
Ben yüzebiliyorsam, herkes yüzebilir.