Aslında konu çok net.
Giren < Çıkan olduğunda kişi kilo vermeye başlar. Evet, kısaca, bize giren çıkan var. İyisi mi, kabul edip yola devam edin.
Yukarıdaki formülde iki değişken var. Bunların ilki Giren “vücuda her gün aldığımız enerji” (yani beslenme alışkanlığımız) diğeri ise Çıkan “vücudun her gün harcadığı enerji” (yani günlük aktivitelerimizin tümü).
Kilo vermek için ise denklemdeki değişkenlerle oynamak yeterli, ki onlarda topu topu iki tane. Yapabileceğimiz başka hiç bir şey yok. Ne cennet çilekleri işe yarar, ne de sabah içtiğimiz sirke… Yaradığını düşünüyorsanız bilin ki eldeki iki değişkenden biriyle oynamışsınızdır.
O zaman ne yapıyoruz? İki seçenekten birini veya daha iyisi ikisini uyguluyoruz. Neymiş bunlar:
1. Gireni azalt (çıkan aynı kalsın), kısaca daha az ye
2. Çıkanı arttır (giren aynı kalsın), kısaca daha çok hareket et
Çok kolay değil mi?
Aslında daha bile iyisi var. Adamın biri “hergün yaptığımız şey ne ise biz oyuz” demiş, ve buradan alışkanlıklarımızın bizi tanımladığına varmış. Kısaca, yapmamız gereken şey biraz daha basite iniyor. Yeme-içme alışkanlıklarımızı değiştirmek ve/veya bedensel aktivite alışkanlıklarımızı değiştirmek (denklemi pozitif yönde etkileyecek şekilde değiştirmekten bahsediyorum). “Ama alışkanlık değiştirmek çok zor, nasıl daha basit dersin”. Evet, zaten alışkanlıkları değiştirmenin zorluğu bizi kolay çözümlere ve kestirmelere iter. İşin basitliği bir kez alışkanlığınızı değiştirdiğinizde başlıyor. Nasıl mı? Yeni alışkanlıklarınız hayatınızın sonuna kadar sizinle kalıyor.
Ben mühendisim, ben kilo verme meselesine bu açıdan bakıyorum, ve maalesef başka açı yok.
İşin bir de sağlıklı kilo verme boyutu var. iki gün yemek yemezsen tahminen kilo verirsin, ama kabul edelim bu sağlıklı bir davranış olmaz. O yüzden kilo vermek isteyenlere tavsiyem, alışkanlıklarınızı değişitirene kadar bir diyetisyen veya başka bir uzmandan yardım almanız.
Madem matematiği seviyoruz..
Selamlar. Güzel bir paylaşım. yıllardır ben de ifade ederim. İlave edeceklerim var tabiiki.
*Öncelikle bir insan asla yiyerek zayıflayamaz. Şunu yersen zayıflarsınla başlayan bir cümle, eğer gerçekten zayıflamak istiyorsanız, sizi bir yere götürmez.
**max 3 günde 1 kilo verilebilir(sağlıklı değildir): 1 gr yağ 9.000 KALORİ enerji verir(özellikle büyük yazdım). 1 kilo yağ ise 9.000.000 enerji verecek demektir. Bir insan hiç bir ek kalori almadan, günde 3.000.000 kalori yakacak olursa (ki bu mümkündür; sonunda hastalanırsınız, o başka) 3 gün bu tempoya dayanabilirse
eder 9.000.000 kalori. Bu da eşittir 1 kilo yağ kaybı. Aynı esnada sıvı kaybı da yaşanmaması lazım. Zira bu felaket olur.
Bu formüle göre kilo vermeği asla ve asla önermem.
Ancak 1 haftada 5 kilo verdim diyenlerin matematik bilmedikleri açık
sevgiler
mustafa bey, paylaşım için teşekkürler…
Yemek yemekten korkmayın, spor yapmamaktan/yapamamaktan korkun derdim hep. Gıda sektöründe yaşananlardan sonra bunu “sağlıksız gıdalar yemekten korkun spor yapmamaktan/yapamamaktan daha çok korkun” diye güncelledim ki korkunun ecele de faydası yok 🙂
noyan bey yazı çok güzel ve bu konuda kafa yoranlar arasında yaygın bi düşünce üzerine kurulu. ne var ki, işlerin tam olarak ifade ettiğiniz gibi olmadığını iddia etmeden geçemeyeceğim. önceleikle mustafa beyin itiraz ettiği gibi bazı şeyler yiyerek kilo verilebilir. buna en basit örnek de sanırım beyaz karbonhidrat yeme alışkanlığımızı değiştirerek tam tahılları tüketmeye başlamaktır. nitekim beyaz karbonhidratların aksine tam tahıllar kana daha yavaş karıştığı için daha uzun süre tok kalırız -veya enerji hemen harekete dönüşmediği için yağa çevrilmek zorunda kalmaz-. bunun dışında hergün bilmeden de olsa cokca tükettiğimiz basit şekerlerle kompleks şekerleri, doymuş yağlarla doymamış yağları değiştirmek de faydalı olacaktır. dahası, kağıt üstünde bir dilim tam buğday ekmeği bir dilim beyaz ekmekten daha kalorili gözükse de -yani girdi fazla olsa da-, pratikte karlı bir takas yapmış oluyoruz. konuyla ilgili şaşırtıcı bir deneyime buradan ulaşabilirsiniz https://www.nomeatathlete.com/fruitarian-experiment/ . iyi antrenmanlar 🙂
Furkan, katkın için teşekkürler. Biraz daha basite indirgemek istedim. Konu aslında çok derin. Ama o kadar uzaklara bakmaya gerek olmadığını düşünüyorum. Günde harcadığın kalori (bazal metabolizman için, rutin aktivitelerin için, spor için, vs.) -atıyorum- 3000 kaloriyken, hangi yolla olursa olsun 3500 kalori alıyor olman kilo almana sebep olacaktır. Sağlıklı beslenmek için doğru besinlerin seçilmesi, işlenmiş gıdadan uzak durulması, şeker, un gibi gıdaların kesinlikle alınmaması zaten bir standart olarak kabul edilmeli.
yazınız çok güzel.Türkiyede var olan yanlış ve gereksiz sağlıksız ne kadar yasklaşım varsa temel olan bu gerçeğin göz ardı edilmesinden doğmaktadır.bana göre.Bu yazıyı okumadan önce de bunu hep savunuyordum çünkü okularda öğretilen tek gerçek budur.insanların tek ihtiyacı olan hareket bence bana göre kilo almak sağlıklılık göstergesidir.aynı zamanda insanların spordan uzak yaşamaları hastalıkları tetiklemekte .şeker hasatası olan ve tansiyon hastası olan her hastanın altında yatan kilo problemi varsa göz ardı edilmeden mutlak diyetisyen kontrölü sağlanmalı.sağlıklı bir öykü alınmadan ve muyane süresinin uzun tutularak efektif bir şekilde psikolojik destekle birlikte hastaya bütüncül bir yaklaşımla motivasyonla hastada iyi bir süreçle mutlak başarı sağlanıcağına inanıyorum .teşekürler.